Didem Erk, Ev İmkansız Denen Yerdir | Home Is a Place Called Never

Organized By x-ist

Location:

x-ist (41.048369, 28.992920)

Details

Please scroll down for English. Küratör Işın Önol Didem Erk'in x-ist'te gerçekleşecek olan ilk kişisel sergisi "Ev İmkansız Denen Yerdir", 7 Eylül- 14 Ekim 2017 tarihleri arasında izleyiciyle buluşuyor. Performans, video, yerleştirme ve metni araç olarak kullanan Didem Erk'in x-ist'te gerçekleştireceği ilk kişisel sergisi "Ev İmkansız Denen Yerdir", 7 Eylül- 14 Ekim 2017 tarihleri arasında izleyiciyle buluşuyor. Herbiri bir bütünün parçasını oluşturan, sanatçının dil, hafıza, göç ve sınır kavramlarını irdelediği çift kanallı performans videoları ve fotoğraflardan oluşan yedi iş ortak bir tecrit duygusu taşıyan Datça ve Kıbrıs koylarında gerçekleştirildi. Sergiye ismini veren çift kanallı performans videosu "Ev İmkansız Denen Yerdir", sanatçının deniz kıyısında, elinde basma kumaşlardan yapılmış iki bayrak ile uzun bekleyişlerine yer verir. Denizcilik dili olan semafor alfabesinde feshetmek anlamına gelecek şekilde 45 derecelik açılarla pozisyonunu değiştirmeksizin tuttuğu bu iki bayrakla bir direniş ya da yardım çağrısı izlenimi verirken, videonun bir kanalında, Datça'nın Akdeniz'e bakan yakasında göçün karşı kıyısı Symi Adası'nın arka yüzünü, diğer kanalda ise Datça'nın Ege'ye açılan yüzünü görürüz. Sanatçının, göçün farklı kıyılarında, acının ve anının şiddetine göre hafızanın silmeyi tercih ettiklerini irdelediği "Ev İmkansız Denen Yerdir" başlıklı kişisel sergisinin küratörlüğünü ise Işın Önol gerçekleştiriyor. Sanatçının, Işın Önol'la gerçekleştirdiği söyleşiden kısa bir alıntıyı aşağıda bulabilirsiniz: "Gerçek olamayacak kadar vahşi oysa gerçek hayat. İnsanlığın yakın ve uzak tarihine baktığımızda insanın gerçek olamayacak kadar "insanlık dışı" bir varlık olduğunu görüyoruz. Ama her şey tüm tanıklıklarla o kadar gerçek ki, insan gerçek olamayacak kadar insan. Kıbrıs'ın 1974 ve öncesinde, ve hatta sonrasında deneyimledikleri de gerçek olamayacak kadar insanca. İnsanın insanlığa tanıklığı ve hayreti bu; her seferinde şaşırtan kötülük tanıklığı, ve her seferinde mağdurun gerçek olamayacak kadar gerçek olan bu insan-dışı insanlığı ispat etmek durumunda kalışı: kötülük kadar kötü. Tüm bu tanıklıklarımızda bizi en zor durumda bırakan, belki de zalime zulmünü ispat etmek durumunda kalmak. Çünkü insan, zulüm etmemeyi değil, zulmünü gizlemeyi ve yok etmeyi öğrenmiş bir canlı, resmi tarih yazan. Resmi tarih olgusunu düşününce, Kıbrıs çok özel bir yer. Bugün hala bölünmüş tek başkent olan Lefkoşa/Nicosia da öyle. İki deniz arasında Datça ve iki şehir arasında Lefkoşa/Nicosia. Nelere tanıklık ettin buralarda? İkiz görüntüler, görünmez duvarlar inşası. Kendi kendine bir monolog hali, travmalar, paranoyalar ve yas tutma. Yas tutmak bir kişinin değişimidir ama sanki Kıbrıs'ta insanlar bunu sağlıklı bir şekilde yaşayamamış. Şimdi duvarlar, variller kalksa bile o görünmez duvarlar bireylerde kök salmış. Hiç ayrılamadığı sevgili gibi, ölümünü kabul edememiş. Ama ten tene gelmeyi de hiç istemeyip, Rumlardan kalan giysilerden yapılma battaniyeleri bir gecede yakmışlar. Evlerin üzerine numaralar koyulmuş, bu numaralar evin yuva olmasını engellemiş. Meskeni rahatsız edici kılmış ve suçluluk duygusunu da baki tutmuş. Datça'daysa hiç bir politik varoluş biçimi bulunmamakta, iki deniz arasında kalmaktan başka. Bu da herkes için olağan: bir bota atlayıp insanları göç ettirmek, bunun karşılığında para almak. Tabi ki yasal olmamakla birlikte, kimse bunu yapanlara da şaşırmıyor. Datça'da Gereme koyunda bot parçaları buldum, topladım. Daha sonra eve gittim, okuduğum haberde mültecilerin bedenleri vurmuş karaya, meğer benim topladığım bot parçaları bir kaçışın parçasıymış. Sırrımı saklamayın diye haykırdılar. Duymak zorundaydım. Boğulmuş o akşam, hatırlamak zorundaydım." ----------------------------------------------------------------------- Curator Işın Önol Didem Erk's first solo exhibition "Home is a Place Called Never" will be on view at x-ist from September 7 to October 14, 2017. In her first solo exhibition "Home is a Place Called Never", on view at x-ist from September 7 to October 14, 2017, Didem Erk presents recent works encompassing performance, video, installation and text. In a seven-piece cycle of performance videos and photographs, realized in isolated bays around Datça and on Cyprus, the artist addresses the concepts of language, memory, migration and border. In the double-channel performance video "Home is a Place Called Never", eponymous to the exhibition title, the artist can be seen standing still in the breakwater, holding two flags made of printed fabric. This gesture may at first glance look like a call for help or a gesture of resistance. The two flags however, held at a 45-degree angle signify "cancel / disregard signal" in the maritime semaphore language. The two video channels show views into opposite directions: One from Datça towards the Aegean Sea; the other from Datça towards the Mediterranean and the Island of Symi, which has been the destination of myriad migrant passages. Curated by Işın Önol, the exhibition "Home is a Place Called Never" assembles works that aim to understand how memory gets erased or enforced, perhaps depending on the intensity of pain, on the various shores that migration departs from, or seeks to reach. In what follows, an excerpt is given from a conversation between Işın Önol and the artist that can be found in the exhibition catalogue: "Real life, however, is too wild to be real. When we look at the recent and ancient history of humanity, we see that the human being is too "inhumane" to be real. And yet everything is so real, given all the witness accounts, that the human being is too human to be real. And what Cyprus experienced in 1974 and before, and even after, is so human that it cannot be real. This is the human being's testimony to and amazement at humanity; it is the testimony to evil which surprises each time, and each time the victim has to prove this inhuman humanity that is too real to be true: as bad as evil. In all these testimonies, what maybe puts us in a tight spot is to prove to the perpetrator his cruelty. Rather than learning not to be cruel, humans - who are at the same time their official historiographers - have learned to hide and deny their cruelty. Considering the phenomenon of official history, Cyprus is a very special place. And so is Lefkoşa/Nicosia which is still the only divided capital today. Datça between two seas and Lefkoşa/Nicosia between two cities. What have you witnessed in these places? Twin images, construction of invisible walls. A state of monologue on its own, traumas, paranoias and mourning. Mourning is a way of transformation, but it seems that the people of Cyprus could not experience it in a healthy way. Even if the walls and the barrels get removed, the invisible walls have taken root in the individuals. Like a lover that one cannot break up with, or a fatality one cannot cope with. But they did not want to get intimate and in one night they burned the blankets made of clothes that the Greeks had abandoned. Numbers were placed on the houses, which prevented them from becoming home. It made the residence uncomfortable and kept feelings of guilt alive. As for Datça, there is no form of political existence other than being between two seas. And this is normal for everyone: to jump in a boat, make people immigrate and get paid for it. Although it is not legal of course, nobody is surprised by the people who do it. I found pieces of boats in the Gereme bay in Datça, I gathered them. I went home later; the news I read told that the bodies of refugees had washed up on the shore and it seems that the boat pieces that I had gathered were part of an escape. They cried out loud, demanding not to be kept secret. I had to hear it. It has drowned that night, I had to remember it." The exhibition "Home is a Place Called Never" can be visited between September 7 and October 14, 2017 at x-ist.